20 Nisan 2024 Cumartesi

“MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V.) ALLÂH’IN RESÛLÜ VE İNSANLARIN EFENDİSİDİR”


قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَا اخْتَلَطَ حُبِّي بِقَلْبِ عَبْدٍ إِلَّا حَرَّمَ اللّٰهُ جَسَدَهُ عَلَى النَّارِ. (فيض)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : بنم سوكيم ، بر قلون قلبنه كيرديكى زمان محقق الله تعالى ، او قلون بدننى جهنمه حرام قلار ( يعنى اونه عذاب أتمز ) . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  “Benim sevgim, bir kulun kalbine girdiği zaman muhakkak Allâhü Teâlâ, o kulun bedenini Cehennem’e haram kılar (yani ona azap etmez).”

 (Münâvî, Feyzu’l-Kadîr)

Hicrî:   11  Şevval  1445  Fazilet Takvim

 

 

“MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V.) ALLÂH’IN RESÛLÜ VE İNSANLARIN EFENDİSİDİR”

 

İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretleri buyurdular: Bütün insanların en faziletlisi olan Resûlullah (s.a.v.) Efendimizin fazileti hakkında rivâyet olunanların birkaçını yazarak, âhiretteki kurtuluşa vesile kılmak istedim. Ancak ben sözlerimle onu methediyor değilim, bilakis onun vesilesiyle sözlerimi güzelleştiriyorum... Ben derim ki:

“Şüphesiz, Muhammed aleyhisselâm, Allâh’ın resûlü ve âdemoğlunun efendisidir. Kıyamet gününde tâbileri ve ümmeti en çok olacak peygamberdir. Allah indinde, evvelkilerin ve sonrakilerin en keremlisi, en değerlisidir. Kıyamet günü kabrin kendisine açılacağı ilk kimsedir. İlk şefaat edecek ve şefaati ilk kabul olunacak olandır. Cennet’in kapısını ilk çalacak olan ve Allâh’ın da o kapıyı açtıracağı ilk kimsedir. Kıyamet gününde, -altında Âdem (a.s.) ve ondan sonraki ümmetler bulunacağı- hamd sancağını taşıyacak olan odur.

Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

“Biz (ben ve ümmetim dünyada) sonuncularız, kıyamet gününde ise en öne geçenleriz. Ben, bir söz söylüyorum, ama bunu, övünmek için değil; Ben, Allâh’ın Habîbiyim.”

“Ben, resullerin rehberiyim, bunu övünmek için söylemiyorum. Ben, son peygamberim, bunu, övünmek için söylemiyorum.”

“Ben, Abdülmuttalib oğlu Abdullah oğlu Muhammed’im. Muhakkak Allâhü Teâlâ, bütün mahlûkatı yarattı ve beni onların en hayırlıları içerisinde yarattı. Sonra onları iki fırkaya ayırdı ve beni en hayırlı fırkada yarattı. Sonra onları kabilelere ayırdı ve beni en hayırlı kabilede yarattı. Sonra onları evlere ayırdı ve beni en hayırlı evde yarattı. Ben, onların ev (nesep) ve nefis (zât) cihetinden en hayırlısıyım.”

“İnsanlar tekrar diriltildikleri zaman (kabrinden) ilk çıkacak olan benim. İnsanlar, Allâh’ın huzuruna çıktıkları zaman, onların rehberi benim. Sustukları zaman onların hatîbi (sözcüsü) benim. Hapsolundukları zaman, onların şefâatçisi benim. Ümit kestikleri zaman, onların müjdeleyicisi benim. Kerem sancağı ve Cennet’in anahtarları, o gün bendedir. Hamd sancağı, o gün bendedir. Rabb’im indinde ben, âdemoğlunun en keremlisiyim.”

(Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, 1/m. 44)

Hicrî:    11 Şevval  1445  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

 

19 Nisan 2024 Cuma

DOĞRULUK VE ADALETİN EHEMMİYETİ


قَالَ اللّٰهُ تَعَالَى : اِنَّ اللّٰهَ يَأْمُرُكُمْ اَنْ تُؤَدُّوا الْاَمَانَاتِ اِلٰٓى اَهْلِهَا وَاِذَا حَكَمْتُمْ بَيْنَ النَّاسِ اَنْ تَحْكُمُوا بِالْعَدْلِ اِنَّ اللّٰهَ نِعِمَّا يَعِظُكُمْ بِهِ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ سَمِيعًا بَصِيرًا. (سورة النساء، ٥٨)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : ( محقق الله تعالى ، أمانتلرى أهلنه ورمنزى و إنسانلر آراسنده حكمدنجه عدالتله حكمتمنزى سزه أمرهديور . شبهسز الله تعالى ، سزه بونونله نه كوزل نصيحت وريور . شبهه يوق كى الله تعالى حقيله إشيتن و كورندر . "

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu -meâlen:  “(Muhakkak Allâhü Teâlâ, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmedince adaletle hükmetmenizi size emrediyor. Şüphesiz, Allâhü Teâlâ, size bununla ne güzel nasihat veriyor. Şüphe yok ki Allâhü Teâlâ hakkıyla işiten ve görendir.”

(Nisâ Sûresi, âyet 58)

Hicrî:   10  Şevval  1445  Fazilet Takvim

 

 

DOĞRULUK VE ADALETİN EHEMMİYETİ

 

Rivâyet olunduğuna göre Zülkarneyn aleyhisselâm, emri altındaki idarecilerini bizzât kendisi teftiş ederdi. Bir ara tebdil-i kıyafet ederek şehirlerinden birisinde dolaşırken kâdılardan birinin yanına uğradı ve günlerce orada kaldı. Fakat hiçbir kimsenin dava için ona müracaat ettiğini görmedi. Bu hâl uzayıp kâdının hâlinden herhangi bir şeye vâkıf olamayınca Zülkarneyn (a.s.), oradan ayrılmak istedi. Fakat kapıdan çıkacağı sırada iki kişi, dava için geldi.

Onlardan birisi, “Ey kâdı! Ben şu adamdan bir ev satın aldım ve o evi tamir ettim. Tamir ederken evin içinde bir hazine buldum. Gelip alması için çağırdım, fakat gelip almıyor.” dedi. Kâdı, evi satan adama, “Sen ne dersin?” diye sordu. O da “O hazineyi, o eve ben gömmedim ve orada olduğundan da haberim yoktu. Şu hâlde onu alamam.” dedi. Bunun üzerine davacı, “Ey kâdı! Öyleyse birine emir ver de gelip o hazineyi alsın. Sonra sen, onu istediğin yere ver.” dedi. Kâdı da “Sen şerli bir şeyden kaçıyorsun da beni onun içine atıyorsun. Bana insaf etmiyorsun. Aslında bunu aranızda halletmeniz icap ederdi. Şimdi size teklif ettiğinizden daha insaflı bir hüküm vereyim mi?” diye sorunca, “Evet, ver” dediler.

Kâdı, davacıya, “Senin oğlun var mı?” diye sordu. Davacı “Evet.” dedi. Diğerine de “Senin kızın var mı?” diye sordu, o da “Evet.” deyince, “Öyleyse, sen, kızını bunun oğlu ile evlendir ve bu malı, çeyiz olarak onlara verin, onunla hayatlarını sürdürsünler.” dedi.

Zülkarneyn (a.s.), kâdının bu hükmünü çok beğendi. Sonra kâdıya, “Yeryüzünde böyle hüküm veren başka birisi olduğunu zannetmiyorum.” dedi.

Kâdı da, Zülkarneyn aleyhisselâm’ı tanımadığı hâlde, “Böyle bir hususta başka şekilde hüküm veren mi var ki?” dedi. Zülkarneyn (a.s.), “Evet” deyince kâdı, “Onların (bu zulmüne karşı) memleketlerine nasıl yağmur yağıyor?” dedi. Zülkarneyn (a.s.), kâdının bu hâlini beğenerek, “İşte göklerle yer, ancak sizin gibiler sebebiyle ayakta durur.” buyurdu.

Hicrî:    10 Şevval  1445  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ

18 Nisan 2024 Perşembe

ASHÂB-I KİRÂM’DAN BOYU EN UZUN OLAN ZÂT


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : كُلُّ مُسْكِرٍ حَرَامٌ. (ق)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : سارحوشلق ورن هر شى حرامدر . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  “Sarhoşluk veren her şey haramdır.”

(Müttefekun Aleyh; Sahîh-i Buhârî ve Müslim )

Hicrî:   09  Şevval  1445  Fazilet Takvim

 

 

ASHÂB-I KİRÂM’DAN BOYU EN UZUN OLAN ZÂT

 

Hazret-i Enes (r.a.) şöyle anlatmıştır: “Ensâr’dan yirmi genç dâima Resûlullah (s.a.v.) Efendimizin yanında bulunur, ona hizmet ederlerdi. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), bir iş olduğu zaman o işi yapması için onlardan birini veya birkaçını gönderirdi.”

Bu zâtlardan birisi de Kays bin Sa‘d bin Ubâde (r.a.) Hazretleridir. Hazret-i Enes (r.a.), onun hakkında şöyle demiştir: “Kays bin Sa‘d’ın, Resûlullah (s.a.v.) Efendimizin yanındaki mertebesi, emîrin yanındaki zaptiye âmirinin mertebesi gibiydi.”

Kays (r.a.), çok uzun boylu idi. Anlatıldığına göre uzun boylu bir adam, onun yanında durduğu zaman boyu ancak beli hizasına kadar gelirdi. Hz. Muâviye (r.a.), onun şalvarını Bizans hükümdarına göndermiş ve ona, “Sizde bu şalvarı giyebilecek uzunlukta bir adam var mı?” diye sormuş. Bizans hükümdarı da bunu görünce çok hayrette kalmıştı.

Kays Hazretleri, cömert, methe lâyık, görüşlerinde isabetli ve dehâ sahibi bir zât idi.

Kays Hazretleri, Hazret-i Muâviye’nin (r.a.) hilâfetinin son zamanlarında Medîne-i Münevvere’de vefat etmiştir.

 

NÜKTE: KIYMETİNİ BİLMEK

 

Köylünün biri, bazı yiyecekler hazırladı ve hediye olarak götürüp bir beye takdim etti. Bey, köylüye birçok iltifatta bulunduktan sonra, kahyasını çağırarak köylünün hediye ettiklerinin değerinden çok daha fazla bir meblağın, ona hediye edilmesini emretti. Bir müddet sonra kahya gelerek şaşırmış bir vaziyette:

“Aman efendim, bu adamın köyden getirdiği şeylere, neden değerinin çok fazlasını verdiniz?” dedi.

Bey, şöyle cevap verdi: “Çünkü bunlar bizim kısmetimizmiş, rızkımızmış. Ya o adam bunları ekip yetiştirmese buraya getirmeseydi de bizim ekip yetiştirmemiz veya oraya gidip almamız gerekseydi? Elbette bu verdiğimiz meblağın çok daha fazlasını harcayacaktık. Hem de rahatımızdan olacaktık. Hâlbuki bu adam, bunları buraya getirmekle bizi birçok masraftan ve zahmetten kurtarmış oldu.”

Hicrî:    09 Şevval  1445  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"